Biz sizin zamanınızdayken…” diye başlayan cümlelerin çoğu ebeveynlerimizin gerçekten bizim yaşlarımızdayken doğa ile nasıl iç içe olduklarını fakat günümüze döndüğümüzde ise çocukların dışarıya çıkıp doğa da vakit geçirmek yerine ev ve odalarında tabletleri ile zaman geçirirken gördüklerinde yakınmaya başlamak için kullandıkları cümledir.

“Peki ebeveynlerimizin bu konu hakkında yakınmalarında doğruluk payı nedir? 

Yapılan araştırmalara göre de doğa da vakit geçirmenin birden çok faydasını sayabiliriz. Doğamızın ruhsal ve fiziksel olarak sağlığımızı üzerindeki etkisi azımsanamayacak kadar çoktur. Stresimizin azalmasında, dikkat ve konsantrasyonumuzun gelişmesinde, uyku kalitemizin artmasında ve bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde katkısı bulunmaktadır. Peki biz evde oturmaktan hoşlanırken, doğa da rastladığımız hayvanlardan rahatsız olurken çocuğumuzun doğayı sevmesini bekleyebilir miyiz? Tabiki, bekleyemeyiz. Doğayı bizimle beraber sevmesi için yapabileceğimiz çok kolay yöntemler bulunmaktadır. Öncelikle üstü kirlenmesin, düşüp yaralanmasın, mikrop kapmasın gibi endişelerimizi kenara bırakmalıyız. Üstü de kirlenebilir, düşüp iyileşedebilir, mikrop kapıp bağışıklığı da güçlenebilir. Endişelerimizi kenara bıraktıysak çocuğumuza doğa sevgisini aşılamak için neler yapabiliriz bir bakalım.

Beraber doğa yürüyüşü yapabilir, kendi küçük bahçenizi oluşturabilir, kuşları, kedileri ve köpekleri besleyebil onlara yuva yapabilirsiniz. Yağmurda beraber ıslanıp, çamurdan pastalar yapabilirsiniz. Çocuklarınızın gözündeki mutluluğu gördüğümüzde ise daha da hevesle yapacağımıza eminim. Bilimsel veri sonuçlarını kenara bırakıp kendi hayatımızdan örnekleri düşünmeye başladığımızda doğa ile iç içe büyüyen ebeveynlerimizin ne kadar sağlıklı olduğunu, doğadan aldıkları sayesinde ne kadar uzun yıllar bizimle beraber olduklarını düşünebiliriz. Tabiki bu sadece doğa ile değil paketsiz gıda ve her şeyi doğal dalından tüketmelerinin faydası da var ama buna bir diğer yazımızda değinelim.

Sevgiyle ve doğa ile iç içe kalmanız dileğiyle…